EY 2024 Mobility Reimagined Araştırması yayımlandı
ŞİRKETPandeminin getirdiği dalgalanmalarla birlikte hem şirketlerin hem çalışanların uzaktan çalışma, esneklik ve iş değişiklikleri gibi konularda adapte olma zorunluluğu artıyor. İş gücü alanındaki mobiliteyi şekillendiren temel faktörleri inceleyen araştırma, bu değişimlerin derinliklerine inerek, iş gücü yönetiminde ve liderlik stratejilerinde yenilikçi yaklaşımların gerekliliğini ortaya koyuyor.
Uluslararası danışmanlık, güvence ve vergi hizmetleri şirketi EY (Ernst & Young), 21 ülkede farklı sektörlerden 1.000’den fazla iş gücü profesyonelinin ve çalışanın katılımıyla gerçekleştirdiği, EY 2024 Mobility Reimagined Araştırması’nı yayımladı. Araştırma iş gücü hareketliliğinin, dünya genelinde iş yapış biçimlerinde köklü değişiklikler yarattığını ve uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşmasıyla iş gücü hareketliliğindeki trendlerin nasıl şekillendiğini ortaya koyuyor. Kurumsal liderlerin iş gücü hareketliliği stratejilerini nasıl yeniden tasarladığını ve geliştirdiğini inceleyen araştırma; mobil çalışanlar, iş hedefleri ve kurumsal dayanıklılık için daha iyi sonuçlar sağlayabilecek etkenleri; stratejik uyum, yetenek bağlantısı, dijital odaklanma, esneklik ve dış uzmanlığın kullanılması olarak sıralıyor.
Araştırmada, iş gücü mobilite fonksiyonlarını segmentlere ayırmak için bu etkenler kapsamında alınan aksiyonlar analiz edildi. Dolayısıyla iş gücü hareketliliği stratejisinin kurumsal hedeflerle uyumu, iş gücü mobilitesinin yetenekleri çekmek ve elde tutmak için kullanımı, iş gücü mobilite fonksiyonunun dijital olgunluk seviyesi, belirli süreçler için ortak kaynak veya dış kaynak kullanımı gibi faktörler dikkate alındı. Ankete katılanlar bu etkenlerin benimsenme düzeylerine göre üç kategoriye ayrılıyor: ”gelişmiş grup” en yüksek benimseme düzeylerini gösterirken, ”gelişmekte olan grup” orta seviyede benimseme gösteriyor, “diğer grup” ise daha düşük benimseme ile sadece belli işlevlere sahiptir. Buna göre, gelişmiş iş gücü mobilite fonskiyonlarına sahip sektörlerin başında enerji (%30), teknoloji, medya ve telekomünikasyon (%30), finansal hizmetler (%26), tüketici ve perakende (%24) sektörleri geliyor. Gelişmekte olan iş gücü mobilite fonksiyonlarına sahip olanlara göre ise ilk sırada otomotiv ve üretim sektörü (%60) geliyor.
Geleneksel varsayımlar değiştirilerek modern iş gücü mobilite fonksiyonları geliştiriliyor
İş gücü hareketliliği, işletmelerin dayanıklılığı açısından kritik önem taşıyor. Yeni zorluklar, artan karmaşıklıklarla başa çıkmak için bu fonksiyonun stratejik olarak gelişmesini gerektiriyor. İş gücü hareketliliğine daha fazla odaklanılması durumu, daha fazla görünürlük ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Araştırmaya katılan işverenlerin neredeyse tümü (%98) yurt içi ve uluslararası çalışan hareketlerini takip ettiklerini söylüyor. Bu oran geçen yıl sadece %49’du.
Bununla birlikte, iş gücü profesyonellerinin çoğu (%86) ise iş gücü hareketliliğinin; karbon ayak izini azaltmak, kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunmak ve çevre dostu ulaşım seçeneklerine öncelik vermek de dahil olmak üzere kuruluşlarının genel sürdürülebilirlik gündemini ve hedeflerini iyileştirdiğini söylüyor.
İş gücü esnekliği ve yetenek yarışı
EY araştırması; bir yıl içinde işlerinden ayrılmaya istekli çalışan sayısının oldukça yüksek olduğunu (%34) gösterirken, çalışanların öncelikli endişesinin ücret olduğunu ortaya koyuyor. Mobilite uzmanları, kuruluşların bu durumun farkında olduğunu ve %82’sinin hibrit çalışmaya yönelik bir yaklaşım geliştirdiğini söylüyor. Ancak işverenler uzaktan çalışmanın sınır ötesi olmasına henüz tam olarak ikna olmuş değil. İşverenlerin yalnızca %41’i, hibrit modelin fiziksel iş gücü hareketliliğinin yerini alabileceğini düşünüyor ve %49’u bu modelin özellikle kıdemli profesyoneller için aynı düzeyde verim sunmadığına inanıyor.
İş gücü alanındaki mobilite teknolojisine yönelik yatırımlar artıyor
Araştırmaya göre, önümüzdeki iki yıl içinde, profesyonellerin %80’i, iş gücü alanındaki mobilite teknolojisine yatırımlarını artırmayı planladığını belirtiyor. Bu rakam, geçen yılın anketindeki %67’lik orana göre daha yüksek. İşverenlerin çoğu (%91) otomasyonu ve dijitalleşmeyi verimlilik açısından yararlı buluyor; bu kapsamda en önemli üç fayda süreç basitleştirme, süreç standardizasyonu ile vergi ve göçmenlik politikalarına uyum olarak görülüyor.
Üretken yapay zekâ (GenAI) araçlarına doğru hızlanan yolculuk, önümüzdeki 12 ay içerisinde yatırımları ve iş akışlarını etkileyebilir. Şu anda mobilite işlevlerinin %71’i GenAI’ı kısıtlı olarak, %22’si ise rutin olarak kullanıyor. İşverenlerin %79’u GenAI’ın esnek çalışma yolları, çalışan deneyimi ve yeni iş fırsatlarının sağlanması gibi konularda olumlu etkisi olacağını söylüyor. Yanıt verenlerin %44’ü ise GenAI’ın esnek çalışmaya fayda sağlayacağını düşünüyor.
EY Türkiye İş Gücü Danışmanlığı Lideri ve Şirket Ortağı Ersin Yıldırım araştırma ile ilgili olarak şu değerlendirmelerde bulundu:
“EY 2024 Mobility Reimagined Araştırması sonuçları; mobil şekilde çalışanlar, iş hedefleri ve kurumsal esneklik için daha iyi sonuçlar sağlayabilecek iş gücü mobilitesini geliştirmek için beş temel itici gücü ortaya koyuyor. İş gücü yönetiminde ve liderlik pratiklerinde önemli değişikliklerin beklendiği bu dönemde, şirketlerin esnek çalışma düzenlerini benimsemeleri ve çalışanlarının ihtiyaçlarına uygun hareketlilik çözümleri sunmaları gerekecek. Ayrıca, liderlik ekiplerinin bu alandaki kriz yönetimi becerilerini geliştirmesi ve değişen iş gücü dinamiklerine uyum sağlaması kaçınılmaz olacak. Esneklik, uyum sağlama ve çalışan ihtiyaçlarına odaklanma, başarılı bir hareketlilik stratejisinin temelini oluşturacak gibi görünüyor. Gelişmiş bir iş gücü mobilitesi için kuruluşlar; stratejik davranarak ve gelecekteki liderlerin yetiştirilmesindeki öneminin bilincinde olarak, hareketliliği daha geniş iş gücü gündemine dahil etmeli”.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
İlginizi Çekebilir