© Ekonomim TV

"Ocak ayı enflasyonu geçici etkilerden kaynaklanıyor"

ATSO Başkanı Ali Bahar, "Ocak ayı enflasyonunun temelinde büyük oranda ücret artışları yatıyor. Bu nedenle söz konusu artışın geçici etkilerden kaynaklandığını düşünüyoruz, önümüzdeki aylarda düşüş trendine gireceğini öngörüyorum" dedi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Ocak ayı enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Enflasyonun özellikle asgari ücret artışlarının etkisinde kaldığını dile getiren Bahar, “Ücretler en temel maliyet kalemlerinden birisidir. Ocak ayı enflasyonunun temelinde büyük oranda ücret artışları yatmaktadır. Bu nedenle söz konusu artışın geçici etkilerden kaynaklandığını düşünüyor, önümüzdeki aylarda düşüş trendine girileceğini öngörüyoruz” dedi.

Başkan Bahar açıklamasında şunları kaydetti:

“2024 yılının ilk ayı olan Ocak ayı enflasyonu bir önceki aya göre Tüketici Fiyat Endeksi’nde (TÜFE) yüzde 6,70, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi’nde (Yİ-ÜFE) yüzde 4,14 olarak açıklanmıştır. Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında yüzde 64,86, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 44,20 olmuştur. Mayıs ayına kadarki süreçte enflasyonun yüksek çıkması ve yılın ikinci yarısından itibaren belirgin bir azalışın yaşanacağını öngörüyorduk. Bu nedenle Ocak ayında yüzde 64,86 olarak açıklanan yıllık enflasyon, beklentilerimizin çok da uzağında bir oran değil. Hatta önümüzdeki 2-3 ay bu rakamların bir parça daha üzerini görebiliriz. Ancak Haziran ayı ve sonrası, enflasyon adına bambaşka bir dönem olacaktır.”

“Üretici fiyatlarındaki yavaşlama umut verici”

Üretici fiyatlarındaki yavaşlamanın devam ettiğine değinen Ali Bahar “Aralık ayında da dile getirdiğimiz gibi, özellikle geçtiğimiz yıl, aşırı şekilde açılan ÜFE - TÜFE makasında tüm zamanların rekorları kırılarak aradaki farkın ÜFE lehine yüzde 60’lara kadar çıkarak tarihi düzeylere yükseldiğini görmüştük. Özellikle seçim sonrasında yeni ekonomi yönetiminin izledikleri politikalar sayesinde ÜFE’nin hız kesmesi ile birlikte makasın kapanmaya başladığını ve yüzde 20 TÜFE lehine değiştiğini görmüş bulunmaktayız. Üretici fiyatlarındaki bu yavaşlama Ocak ayında da devam etmiştir. Bu veriler bize üretim maliyetlerinde bir yavaşlama olduğunu, bu durumun gelecek döneme ilişkin umut verici bir gelişme olduğu işaret etmektedir” diye konuştu.

"Yeni TCMB yönetimi ile istikrarın süreceğine inancımız tamdır"

2023 yılı Haziran ayı ile birlikte göreve gelen yeni ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun şu ana kadar oldukça başarılı bir süreç yürüttüğüne dikkat çeken Başkan Bahar, “Merkez Bankası Başkanlığında bir değişim yaşadık. Şu ana kadar politikaların kararlılık ve şeffaflık içerisinde yürütüldüğü bir süreç oldu. Bu sürecin piyasalar için olumlu katkısını da görmeye başladık. Bizler inanıyoruz ki bu değişim, sistemin işleyişine ve istikrarın bozulmasına yönelik herhangi bir olumsuzluk oluşturmayacaktır. Yeni TCMB Başkanı Sayın Karahan’da enflasyon görünümünde herhangi bir bozulmaya izin verilmeyeceğini, mevcut sıkı politikaların kararlılık içerisinde sürdürüleceğini ifade etmişlerdir. Bu açıklamalar piyasaların beklentisine son derece uygun ve istikrarın sürmesi açısından da umut verici açıklamalardır” dedi.

Göreve gelen TCMB Başkanı Fatih Karahan’a tebriklerini ileten Başkan Bahar, “Sayın Karahan’ın yeni görevinin kendisi ve ülkemize adına hayırlı olmasını temenni ederken, finansal istikrarın sağlanması noktasındaki kararlı duruşun sürdürülmesi adına iş dünyası temsilcileri olarak üzerimize düşen her görevi yapmaya hazır olduğumuzu belirtmek isterim” ifadelerini kullandı.

2024 yılı için Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerinin önemine işaret eden Bahar, “Önümüze baktığımızda 2024 yılı enflasyon hedefinin yüzde 33 olduğunu görüyoruz. Bu hedefi her fırsatta hatırlatmaya devam edeceğiz ki iş insanlarımız maliyet ve fiyatlandırma çalışmalarını bu beklentiler ışığında ayarlayabilsinler. Bu sayede geleceğe yönelik alacağımız kararlarda beklentileri dikkate almanın belirsizlikleri azaltacağını ve bunun da iş dünyamız açısından risklerin azaltılması noktasında büyük bir etki oluşturacağını düşünmekteyiz” dedi.

Ocak ayında en fazla artış lokanta ve oteller ile eğitim ve sağlıkta yaşandı

TÜFE’de ana harcama grupları bazında en yüksek aylık artışın yüzde 17,68 ile sağlık grubunda gerçekleştiğini belirten Bahar, “Bunu yüzde 12,17 ile lokanta ve oteller, yüzde 10,25 ile çeşitli mal ve hizmetler grupları izlemiştir. Yıllık bazda ise en yüksek artışların sırasıyla yüzde 92,27 ile lokanta ve oteller, yüzde 79,81 ile eğitim ve yüzde 78,57 ile sağlık gruplarında gerçekleştiği görülmüştür. Ocak ayında, endekste kapsanan 143 mal ve hizmet kaleminin 131’inde artış yaşanırken yalnızca 8 başlıkta düşüş görülmüştür. Aynı dönemde 4 temel başlıkta fiyat değişimi gözlenmemiştir. Aralık ayında en fazla artış gösteren ürün yüzde 30,43 ile havayolu yolcu taşımacılığı olurken bunu yüzde 28,63 ile diğer analiz laboratuvarları ve röntgen çekim merkezleri ve yüzde 25,80 ile dişçilik ücreti izlemiştir. En fazla düşüş ise yüzde 4,19 ile çocuk giyim, yüzde 3,05 ile kadın giyim ve yüzde 1,41 ile erkek giyim olmuştur” ifadelerini kullandı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER