© Ekonomim TV

Tarımda Sürdürülebilirlik ve Finansmanın Rolü

Kredi Kayıt Bürosu (KKB), finansal veri yönetiminde önemli rol oynayan kuruluşlardan biri olarak tarım sektöründeki mevcut durumu ve dönüşümleri yakından takip etmeye devam ediyor. Kurum, Tarım Kredileri Değerlendirme Sistemi (TARDES) gibi inovatif ürünleriyle çiftçilerin banka kredilerine erişimini kolaylaştırırken, aynı zamanda tarımın geleceğini sektörel araştırma ve analizler yoluyla takip ediyor. Bu kapsamda KKB’nin her yıl yürüttüğü Türkiye Tarımsal Görünüm Saha Araştırmalarının bu yıl beşincisi kamuoyu ile paylaşılıyor. 

Kredi Kayıt Bürosu (KKB), finansal veri yönetiminde önemli rol oynayan kuruluşlardan biri olarak tarım sektöründeki mevcut durumu ve dönüşümleri yakından takip etmeye devam ediyor. Kurum, Tarım Kredileri Değerlendirme Sistemi (TARDES) gibi inovatif ürünleriyle çiftçilerin banka kredilerine erişimini kolaylaştırırken, aynı zamanda tarımın geleceğini sektörel araştırma ve analizler yoluyla takip ediyor. Bu kapsamda KKB’nin her yıl yürüttüğü Türkiye Tarımsal Görünüm Saha Araştırmalarının bu yıl beşincisi kamuoyu ile paylaşılıyor. 

KKB, çiftçilerin finansmana erişimini kolaylaştırmak için 2014 yılında hizmete sunduğu Tarım Kredileri Değerlendirme Sistemi (TARDES) ile Türkiye’deki finansal kuruluşlardan tarım kredisi almak isteyen çiftçilerin kredi değerlendirmesini hızlı, pratik ve doğru bir şekilde yapmalarını sağlıyor.

“2023 yılında 30 milyar dolar tarım ve gıda ihracatı gerçekleştiren Türkiye, küresel olarak önemli bir tarım ve gıda tedarikçisidir”

KKB Ürün Geliştirme ve Pazarlama Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Serkan Siyasal tarım sektörünün sadece ülkemiz için değil, küresel gıda güvenliğinin anahtarı olduğunu vurguluyor. Pandemi ve sonrasında yaşanan küresel olaylar, neredeyse tüm sektörlerde arz ve talep dengelerini bozarken, tarım ve gıda sektörünün de öneminin arttığını vurgulayan  Serkan Siyasal sözlerini şu şekilde sürdürüyor: “Tarım sektörü sadece ülkemiz için değil küresel olarak da gıda güvencesinin anahtarı konumundadır. Pandemi ve akabinde yaşanan Rusya-Ukrayna savaşı, neredeyse tüm sektörlerde arz ve talep dengelerini bozmuştur. Buna karşın her iki olayda da en çok tarım ve gıda sektörü öne çıkmıştır. Son olarak Ortadoğu’da ve Kızıldeniz’de artan gerilim de enerji ve gıda ticareti üzerinde dolaylı etkilere yol açmaktadır. Diğer yandan bu güncel olaylar, küresel tarım görünümünü uzun süredir zaten stres altına sokmuş olan iklim değişikliğini ortadan kaldırmamaktadır. Küresel tarımsal emtia fiyat endeksi son 3 yıldır soluklanmadan yukarı gitmiş ve 60 yıllık zirvesini kırmıştır. Tüm dünya devletleri bu sebep ve sonuçların gölgesinde gıda güvencelerini garanti altına almak için yoğun bir arz ve enflasyon mücadelesi içindedir. Bu durum dünyanın en büyük 21. millî gelirine, 18. nüfusuna ve 9. tarım ekonomisine sahip olan ülkemiz açısından da aynıdır. 2023 yılında 30 milyar dolara yakın ihracat gerçekleştiren Türkiye sadece kendi vatandaşları için değil, özellikle Avrupa Birliği, Ortadoğu ülkeleri ve Rusya için en önemli tarım ve gıda tedarikçilerinden birisidir. Ülkemizdeki her bir çiftçinin ve her bir hektar tarım toprağının geleceği esasen tüm dünya için stratejik bir öneme sahiptir. KKB olarak biz bu bilinçle son 5 yıldır düzenli olarak Türkiye Tarımsal Görünüm Saha Araştırması Raporunu hazırlamakta ve kamuoyunun faydasına sunmaktayız. Böylece, toplumun tüm kesimlerine sahadaki fiili durumu sunarak tarım sektörü için yapılacak araştırma, analiz, izleme-değerlendirme, yatırım, ürün/hizmet geliştirme ve politika belirlenmesine yardımcı olmayı hedefliyoruz.” 

KKB tarım saha araştırmaları ile Türkiye tarımında veriye dayalı genel bir bakış

Araştırma sonuçları, Türkiye’nin tarım sektöründe karşılaşılan önemli zorlukları ve sektördeki yapısal değişimleri ortaya koyuyor. Türkiye’de tarım sektöründe önemli değişimlerin yaşandığını da gösteriyor. Ortalama çiftçi yaşı 53,4 bulunurken, genç çiftçi oranında bir artış gözlenmemesi sektördeki yaşlanma eğilimini yansıtıyor. Öte yandan, çiftçilerin tercih ettiği ilk 20 ürün arasında pamuk, buğday, mısır, ayçiçeği ve arpa öne çıkıyor ve bu ürünlerde ortalama ekiliş alanları 100 dekarı aşarak sektördeki üretim potansiyelini yansıtıyor. 

Çiftçilerin karşılaştığı temel sorunlar arasında girdi pahalılığı (%97), iklimsel problemler (%64) ve işçi bulamama (%39) gibi ekonomik ve iklimsel faktörler öne çıkıyor. Bu veriler, sektördeki yapısal değişimin yanı sıra ekonomik ve iklimsel risklerin de dikkate alınması gerektiğini gösteriyor. KKB’nin tarım saha araştırmaları sektörün sürdürülebilirliği için gerekli pek çok parametreyi merceğine alarak gelecek için etkili politikalar geliştirmek adına önemli bir kılavuz sağlıyor.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER