İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, yerel basının sorunlarını meclis gündemine taşıdı.
TBMM Başkanlığı'na konuyla ilgili hem soru önergesi veren, hem de Genel Kurul’da Meclis kürsüsünden konuşan Milletvekili Türkoğlu, “Kamudaki basın ve medya harcamaları kesilince milli gelir artacak, memlekete döviz yağacak, Türkiye kurtulacak öyle mi? Tasarruf genelgesinden basın ve medya ile ilgili kısıtlamaları derhal kaldırın!” çağrısında bulundu.
Milletvekili Türkoğlu’nun TBMM'nin yaptığı konuşma ile Hazine-Maliye Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı’na verdiği soru önergesinde, iktidarın açıkladığı tasarruf tedbirlerine atıfta bulunarak, "Bunların arasında öncelikli olarak kamu kurumlarında alınacak önlemler var öyle mi? Peki başka ne var? Basın ve medyaya verilen reklam ve ilanlara uygulanacak ambargo var! Nitekim belediyeler başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşları, “tasarruf tedbirleri” bahanesine dört elle sarıldılar. Bu kısıtlamalar elbette ki kabul edilemez ve onun için de ben buradan soruyorum; Bu memleketin devasa ekonomisi, kamu kurumları, belediyeler vs. basına ilan-reklam verdi diye mi battı? Bu ülkenin kasaları, hazinesi; kamu kurumları gazetelere abone oldu diye mi boşaldı? Kamudaki basın ve medya harcamaları kesilince milli gelir artacak, memlekete döviz yağacak, Türkiye kurtulacak öyle mi?
Yahu siz, Saraydan, Bakanlıklardan halen daha çıkan lüks araç konvoylarına bakın!" dedi.
"Bitmek bilmeyen saltanat yemeklerine, keyfi resmî gezilere, kamu kurumlarının tatil köylerindeki israfa, devlet ricalindeki şatafata, debdebeye bakın!" diyen Milletvekili Türkoğlu, "Boşa giden milyarlık yatırımlara, komisyon bazlı ihalelere, köprülere, yollara, gökdelenlere bakın. Bütün bunlara bakın da, ondan sonra gözünüzü basının üç kuruşluk gelirine göz dikin! İğneyi basına da batıracağız. Hiç kusura bakmasınlar; Cemiyetler, Dernekler, Konfederasyonlar, Konseyler, Federasyonlar falan, meslek örgütü olarak ne ararsan var değil mi? Hem de yüzlerce var. Bu sorunlar önünüzde dağ gibi dururken, üstelik basın ve medyanın gelir kaynaklarına dahi doğrudan müdahale edilirken; Aynı basının, aynı medyanın, sessizce kabullenişi de asla kabul edilemez. Biliyorum, meslek örgütleri tarafından açıklamalar, basın bildirileri vs. yayınlanıyor. Ancak bu yetmez. Basın açıklamaları çoğu kez, suya yazılan yazı gibidir, kaybolur gider. Bir şey yapmak lazım. Hatta çok şey yapmak lazım" diye konuştu.
"Basın ve medya, her dönemde güçlünün yanında durma yarışından başka; “En iyi yandaş ben olacağım!” demekten ve pastadan pay kapmaya çalışmaktan başka bir şey yapmıyor" diyen Türkoğlu, "Gazeteciler bugün neden üç otuz maaşa çalışıyor? Neden basın emekçileri en güvencesiz meslekte ömür çürütmek zorunda kalıyorlar? Basın özgürlüğünde ülke olarak niye diplerdeyiz, neden yerlerde sürünüyoruz? Yargısız infaz gazeteciliği neden aldı başını gitti? Sayfalarda, ekranlarda, yayın mecralarında; sorgusuz sualsiz, ilgilisinden herhangi bir yanıt isteme veya savunma hakkı tanıma ihtiyacı bile duymadan, neden bu denli fazla “haysiyet cellatlığı” yapılıyor? Gazeteci, neye göre gazeteci mesela? Her isteyen bu mesleği neden kolayca yapabiliyor? Yok mu bu işin kaydı, kuydu? Ben yarın istesem, neden kolaylıkla gazetecilik de yapabiliyorum söz gelimi? Kuralı, kaidesi, yeterince yaptırımı var mı? Ya da ne bileyim, bunların hepsi var da; bütün bunları uygulayıcı, tek yetki sahibi güçlü bir meslek odası neden yok mesela? Türkiye’de son 5 yılda kaç gazeteci işsiz kaldı örneğin?
Ekmeğinden olan bu insanlar için meslektaşları olarak ne yapıldı? Hangi isyan bayrağı nerede açıldı?" sorularını da yöneltti.
Türkoğlu, Meclis’te basın ve medya ile ilgili yapılacak her olumlu çalışmaya katkı koyma sözü verdi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.