PİYASALAR: DOLAR,ALTIN
İstanbul
18 Ekim, 2024, Cuma
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Ekonomik Gelişmeler Eşiğinde Türkiye ve Finansal Yansımalar

11 Ekim 2023, Çarşamba 22:11

Faiz artışları/ek vergiler/zamlar…

Yeni kabineyle beraber ekonomide köklü reformlar dönemine girildi.

Ekonomi konusunda kaptan köşkünde oturan “Mehmet Şimşek” hepimizin yakinen tanıdığı ve bildiği bir isim!

 

Ekonomide başlayan bu süreç: faiz artışları, ek vergiler ve zamlar; gibi gözükse de olayın perde arkasında ciddi derece bir hazırlık süreci söz konusu.

Gerçekleşen yapısal reformlar ile önümüzdeki 5-10 yıllık ekonomik veriler ışığında ülkemiz, bu süreci fırsata çevirebilir.

Vergilendirme ve zam yaklaşımı harici bir uygulama mümkün mü? Bence değil. Bu ağır uygulama vatandaşı ciddi derece bir süre daha etkileyecek mi? Evet. Fakat son beş yıldır yapılmayan veya ertelenen ve kronik hale gelen sorunlar artık bir şekilde çözülmeliydi. Ve yeni ekonomi politiği bunu hayata geçirme iradesini ortaya koydu.

 

Hepinizin malumudur; bir sorunu vaktinde çözmezseniz veya yanlış formülle çözmeye çalışırsanız; sorun daha da büyümekle kalmaz; içinden çıkılmaz bir hal alır!

Türk ekonomisinin yaşadığı tam da bu idi…

Ve Mehmet Şimşek geldi,

Ama adeta mucize beklenerek ve sanki elinde sihirli değnek varmış gibi bir havada geldi.

Ekonomi denen şey mucizelerle yönetilmez!

Bunun parametreleri bellidir ve kötü durumun iyileştirilmesi kaçınılmaz şekilde can yakacaktır.

Buna ilaveten küresel ekonominin de kötü gidişatı işi maalesef olumsuz etkiledi.

Daha yapılması gerekenler nedir peki?

—Ekonominin maliyeti sadece halka yansıtılmamalı.

Kamusal tasarruf veya israfın azaltılması ve maliyet paylaşımı en görünür şekilde uygulanmalıdır.

—Türk ekonomisi sadece alınan dış borçla düzelmez.

İvedilikle yabancı yatırımcı çekilmelidir.

Bunun için ise; yapısal reformlar hemen başlatılmalıdır.

 

Yatırımcının kendini güvende hissetmesi için hukuksal güvence,

Demokratik adımlar,

Yatırım teşvikleri,

Ve kamu yönetiminde objektivite…

Yani; Ekonomi yönetiminde ağız birliği.

Bugünlere gelinmenin sebebi Mehmet Şimşek'miş gibi tüm mesuliyet onun omuzuna yüklenmemeli; iktidar topyekûn şekilde ekonomi pratiklerine sahip çıkmalıdır.

Aksi takdirde acı reçete karşısında dayanılmaz durumda olan vatandaşın ümidi daha da kırılır. Bu ise bırakın düzelmeyi; gün be gün, beklentinin bile pozitife dönmesi ihtimalini yok eder!

Şuanda, yabancılar finansal boyutla seçim öncesine göre daha olumlu bakar haldeler.

Özellikle yeni kurulan kabine ve Şimşek'in ekonominin patronu olması bu olumlu havanın oluşmasını sağladı.

Ama bu yetmez,

Bunun devamı olmazsa; sorunlar çözülmez ve dış finansmanın realizasyonu sağlanamaz.

Hele de gelişmiş ekonomiler enflasyon/faiz kıskacındayken ve resesyon durumuyla karşı karşıya iken Türkiye olarak çok daha fazla çaba gösterilmesi ve radikal adımlar atılması kaçınılmazdır.

 

Evet, herkes fedakarlık etmeli,

Ama sadece vatandaşa yüklenmemeli; maliyet topyekûn üstlenilmelidir.

Uygulanan programın/yapılan zammın/vergi artışlarının neden-niçin yapıldığı en üst ağızlardan anlatılmalı; bunun izahı sadece Maliye Bakanlığına ve bakanına bırakılmamalıdır!

 

Ek vergi/fiyat artışları vb. gibi alternatifler pansuman tedbirlerdir ve abartı gibi düşünmeyin ama depremin maliyetini bile karşılamaya yetmez!

 

Bu ülke dünya tarihinde nadir görünen bir deprem yaşadı. Ve özellikle gıda ve tekstil sektörünün at başı olan şehirlerde ciddi yıkımlar oldu.

Ne yapılmadı?

Tabiki yatırım teşvikleri bu sanayii bölgelerine verilmeli fakat yeni bir planlama süreci ile.

 

Döviz!

Ülkemizde maalesef ki Döviz; sanayicinin ikamesi için lazım iken, tüketicinin lüks ihtiyacının aracı oldu.

Üretim için gerekli olan hammaddenin tedariğinde lazım olan dolar, hiç bir arızası olmadığı halde telefonunu değiştirmek isteyen acımasız tüketim toplumunun gösteriş merakına kurban gidiyor.

 

Yatırım teşvikleri özellikle ithal ham haddenin yerli üretimi konusunda değerlendirilmelidir.

Çünkü ihracata giden ürünlerin büyük kısmı ithal hammaddesi ikamesine üzerine kurgulanmış durumda.

 

Yeni hükümetin ekonomi politiğine dönecek olursak; özellikle tasarruf konusu. 

Tasarrufsa herkesin yapması/fedakarlıksa herkesi kapsaması ve özellikle kamunun örnek teşkil edecek şekilde pratik oluşturması şarttır/elzemdir/mutlak gereklidir!

 

"Mehmet Şimşek geldi ama sadece vergi/zam/fiyat artışları yapıyor.

Öncekilerden bir farkı yok!"  Bu cümleler ekonomide yarını hesap etmeyenlerin serzenişleridir maalesef.

Farkındayız; ekonomi can yakıyor!

Ama çok üzgünüm ki; yakmaya devam da edecek!

Çünkü küresel ekonomi/gelişmiş ekonomiler bile büyük zorluklarla mücadele ederken, o ülkelerin halkları da tüketimi kısıp tasarrufa giderken bizim gibi kırılgan/gelişmekte olan ve dışa bağımlı ekonomisi olan bir ülkenin canının yanmaması mümkün değildir ve olmayacaktır da!..

Ama bir gerçek var; o da ekonomimiz kötü durumda.

Bunu öteleyebilir miyiz? Artık santim öteleme imkanımız kalmadı ve sıfır toleranstayız!

Fakat yabancı yatırım için Türkiye hala cazip bir ülke.

Hele de Rusya ve Çin ile Amerika ve Batı'nın arasında oluşan husumeti ve yaptırımsal yaklaşımı düşününce; buradan fırsatlar çıkartmamız çok mümkün.

Nitekim NATO zirvesinde de bunu gördük.

Fakat bunun için akıllı/akılcı olmak, öncelikle içeride gereken reformları geciktirmeden yapmak ve yatırım cazibesi için somut adımlar atmak zorundayız!

Yoksa ve sadece mucizevi çözüm beklentisi içinde olursak; maalesef söylemek zorundayım ki, hiçbir şey olmaz ve dinamik Türk sanayicisine rağmen daha beter hallere düşmemiz çok muhtemel hale gelir!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum